Page 27 - 2025 Ağustos Çocuk Özel Sayısı Lokum Dergi
P. 27
Çocuk ve Edebiyat Dergisi
Hikayeler
Hikâyeyi kim yazıyorsa onun kalbi mutlak
suretle kaleminden dökülür. Bu sebeptendir ki
kendi içimizde farkına varamadığımız anlamları,
yazıya döktüğümüzde fark ederiz. Yazdıkça
kendi iç dünyamızda çıktığımız yolculukta kendi
derinliklerimize daha da ineriz. Bu durum
yetişkinler için kişinin kendi psikanalizini yapması
demektir. Psikanalizde kişinin çocukluğuna
gidilir. Çünkü bütün anlam arayışımız,
çocukluğumuzdadır. Çocuk edebiyatında da
benzer bir durum söz konusudur.
Çocukluğumuza gider oralarda hafızamızın
gerilerine atılmış birkaç anı ile karşılaşıveririz.
Bazen büyümek, farkına varmadan bazı
duygularımızı ve sorularımızı es geçmemize
sebep olur ve biz bunu kaçırdığımızı fark
Köşe Yazısı etmeyiz. Neyi unuttuğumuzu, hangi kıymetli hissi
ertelediğimizi bize çocuklar hatırlatır. Çocukların
AZİZE SULTAN KÖMÜRCÜ
kaleminden çıkan satırlar, üzeri tozlanmış
Siz hiç ejderha sütü içtiniz mi? Çocuklarla duygularımıza hafifçe üfler, onları ortaya çıkartır.
yaptığımız öykü çalışmalarımızda biz içebiliyoruz. Bazen çok iyi bildiğimiz için üzerinde
durmadığımız bir konuda, bir çocuğun sorduğu
Tadının lacivert kadar yoğun, gücünün gökyüzünü
basit bir soruyla afallarız. Çünkü onların duygu
delecek kadar etkili olduğunu söylüyorlar.
ve hayal dünyalarının sınırları henüz
Çocukların hayal gücü, sınır tanımaz bir evren. çizilmemiştir.
Bilim insanlarının zihni de tıpkı böyle çalışır: Hikâye yazmak çocukların hayal güçlerini canlı
tutacak en güzel çalışmalardan birisidir. Onların
Hikâyelere inanan, gözleriyle görmediklerini akıl
kurdukları hayaller biz yetişkinlere bazen büyük
yoluyla arayan bir çocuğun merakıyla...
gelebilir. Hiçbir çocuğun gözlerindeki parıltıyı “Bu
Nerede hikâye seven bir çocuk görsem imkânsız.” diyerek söndürmemek gerekir. Çünkü
damağımda fıstıklı lokumun bıraktığı o yumuşak tat tüm büyük keşifler ve dünyayı değiştiren
buluşlar, aslında bir zamanlar hayal kurmaktan
canlanır. Hikâyeler, tıpkı lokum gibi hafifçe dokunur
vazgeçmemiş bir çocuğun içinde filizlenmiştir.
ama yüreğimizde derin izler bırakır. Hikâyelerin
Hayal gücümüz; hikâyeler kurguladıkça gelişir,
kahramanlarının ördüğü yoğun duygular, soğuk kış büyür. Gökyüzünün ve yeryüzünün sınırlarını
günlerinde içimizi ısıtan bir kazak, sıcak yaz aşar. Albert Einstein’ın dediği gibi “Hayal etmek
bilgiden daha önemlidir.” Lokumun içindeki gizli
günlerinde esen serin bir rüzgâr gibi dokunur
fıstığı arar gibi gerçeğin özünü arayan, araştıran,
tenimize. Bir de bu hikâyeler, bir çocuğun
hayal eden, kurgulayan, yazan tüm
kaleminden çıkmışsa bambaşka bir anlam kazanır. çocuklarımıza sevgilerimle.
Köşe Yazısı . 27
.