Page 31 - Lokum Çocuk ve Edebiyat Dergisi Mart 2025 Sayısı
P. 31

Çocuk ve Edebiyat Dergisi

                       Masallar                              Anlatıcılık bir sanattır. İnsan hayal edebilir ve insan
                                                             beyni bu hayali gerçek gibi algılar. Anlatıcılık birine

                                                             bir  şeyi  anlatarak  gördürme,  hissettirme  sanatıdır.
                                                             Örneğin  ben  burada  şu  anda  sizlere  bir  masal
                                                             anlatırken  siz  aynı  anda  hem  köknar  ağacının
                                                             altında, hem bir ceviz kabuğunun içinde ya da bir
                                                             dağ  köyünde,  belki  bir  devin  cebindeki  katlanmış
                                                             işlemeli  bir  mendilin  arasında  ya  da  turuncu;  yeşil

                                                             uzak  bir  gezegende  hatta  belki  bir  mağaranın
                                                             girişinde öylesine kendi kendine bitivermiş bir altın
                                                             başak otunun karşısında olabilirsiniz. Hayal etmek
                                                             ve hayal ettirmek insanın yeteneğidir. Anlatıcılık da
                                                             bu yeteneğe dayalı bir sanattır.


                                                             Masalda  bir  yol  vardır.  Masaldaki  ana  karakter  ve

                Köşe Yazısı                                  anlatıcı vasıtasıyla dinleyen bu yolculuğa çıkar. Bu
                                                             bazen gerçek bir yolculuktur, karakter gerçekten bir

                  AZİZE KÖSE ARSLAN                          yolculuğa  çıkar.  Bekli  bir  yol  ayrımına  gelir,  bir
      Masalların  hamuru  hayallerdir.  Sözel  mirasın  değerli  seçim  yapar,  karar  verir  ve  yola  o  şekilde  devam

      ögelerinden biri olan masalların önemi her geçen gün   eder.  Dağlar  tepeler  aşar,  az  gider  uz  gider,  dere
      daha  da  fazla  anlaşılmaktadır.  Bir  dönem  yoğun   tepe düz gider, biz de peşi sıra gideriz. Bazen de
      olarak  dilimize  dolanan  Avrupa  klasik  masallarının  içsel  bir  yolculuk  vardır  masalda  ve  karakter  ile
      çok  ötesinde  bir  zenginliğe  sahip  olan  şark  ve  masalın sonuna geldiğimizde biz de bir şekilde bu
      Anadolu masallarının barındırdığı güzellikler yeni yeni  içsel  yolculuğu  yaşamış  oluruz.  Anlatıcı,  bizi  bu
      keşfedilmektedir.  Bu  masalların  değeri;  önemi  fark  yolculuğa çıkaran ve her adımda bize eşlik edendir.
      edildikçe  eğitime,  dolayısıyla  hayatımıza,  daha  fazla  Masallar  hayallerden  doğar  ve  anlatıcının  dilinden
      nüfuz etmeye başlayacağı öngörülebilir. Çoğu anonim    dinleyicisinin  gönlüne  taşar.  Dinleyenin  düşleri  ile
      olan masallar, yüzyıllar öncesinden günümüze güçlü     beslenir,  nesilden  nesile  anlatılarak  varlığını
      bir  şekilde  varlığını  korumayı  nasıl  başarmıştır?  Bu
                                                             sürdürür.  Hamurunda  hayaller  vardır.  İyi  bir
      edebi  türün  varlığını  sürdürebilmesi  anlatıcılarla
                                                             anlatıcının  elinde  özenle  yoğurulur,  dimağında
      mümkün olmuştur elbette.
                                                             mayalanır.  Gün  gelir  yine  bir  anlatıcının  dilinde
                                                             yeniden doğar.
      Her  masal  ana  hatları  ile  konu  bütünlüğünü
      korumakla  birlikte  her  anlatıcının  elinde  ve  dilinde
                                                             Sonra  ne  mi  olur?  Masal  bu  ya,  gökten  üç  elma
      başka  bir  şekil  alır.  Lezzetlenir,  renklenir  ya  da
                                                             düşer.  Biri  bana,  biri  anlatıcıya,  biri  de  Lokum
      nispeten  yavan  kalır.  İşte  anlatıcının  rolünün  önemi
                                                             Dergisinin tüm sevgili okurlarına…
      burada başlar.

                                                                                                     Köşe Yazısı 30
   26   27   28   29   30   31   32