Page 9 - Lokum Çocuk ve Edebiyat Dergisi 5.Sayı
P. 9

Çocuk ve Edebiyat Dergisi


        Çocuk edebiyatı hayatınıza nasıl girdi?
        Benimki ilkokul yıllarından kalma bir hayranlık. Resimli çocuk kitaplarına karşı duyulan bir özlem
        belki  de.  Okul  kitaplığımızdaki  “Cin  Ali”  serisinden  öteye  gitmeyen  okuma  saatlerimiz.  Bir  de

        bankaların her ay düzenli olarak çıkardığı çocuk dergileri. Lise yıllarında tanıştığım renkli çocuk
        kitapları ve onları yıllar sonra da hayranlıkla okuma telaşım…

        Hiç     bitmeyen      bir    tutkuydu.     İçimde
        büyümeyen çocuğun anlatmak istedikleri de

        hiç bitmedi. Yazıldı, çizildi bir kenarda birikti.

        Ama profesyonel bir şekilde hayata geçmesi,
        tanıştığım      ve     eğitim     programlarına

        katıldığım  değerli  hocam  Erdoğan  Ergin
        sayesinde oldu. Çünkü o içimde büyümeyen

        çocuğun  yazdığı  metinlere  güç  vermişti.
        Sonra  yayınevim  “Omes”  ailesine  sonsuz

        teşekkürlerimle…  Kızım  Nehir  ve  oğlum

        Deniz’in payını da unutmamam gerek☺

        İlk kitabınız Çiftçi Mürteza yayımlandığında neler hissettiniz?
        Canım  kitabım  “Çiftçi  Mürteza”  İlk  göz  ağrım          Onun  çıkmasını  heyecanla  bekledim.
        Kitabımı  elime  aldığımda  heyecandan  ellerimin  titrediğini  hatırlıyorum.  Sayfalarını  teker
        teker açarken her sayfasını nasıl sevmiştim. Güzel bir yolculuğa çıkacaktık “Çiftçi Mürteza”
        ile  ve  o  an  çocuklarla  buluşmanın  coşkusu  içimi  kaplamıştı.  Birlikte  binlerce  çocukla
        buluştuk. Mısırlar ektik. Beraber büyümelerini bekledik. Bir gün geldi Arapçaya çevrildi ve
        Katar’daki  okurlarla  buluştu.  Yeni  bir  kitabı  elime  almış  gibi  sayfaları  beni  umutlandırdı.
        Bakalım sırada hangi ülke?
        Geçen yıl bir kitabınız daha yayımlandı. “Masalsız mı Kaldık Şimdi ? ” nasıl doğdu? Bize biraz
        anlatır mısınız?
        Masalların çocuklar için hep büyülü bir yolculuk olduğunu düşündüm. Devleri, perileri, Kaf
        Dağı’nın ardını merak ettim…Öyle ki çocukluğum yörenin en güzel masallarını dinleyerek
        geçti. Karadeniz masalları…Bu masallar benimle birlikte birçok çocuğu büyütürken aslında
        bu  masalların  hepimizin  hayatında  yepyeni  ufuklar  açtığını  gördüm.  Hep  o  Kaf  Dağı’nın
        ardında  ne  var  diye  merak  ettik  değil  mi?  Anka  kuşunun  kanatlarına  takılıp  gökyüzünde

        uçarken ulaşılmaz dediğimiz yerleri gördük. ”Açıl Susam Açıl!” diye seslenince belki gerçek
        hayatta istediğimiz kapıları açamıyorduk ama bir masalın peşinden gittiğimizde açılmayan
        kapı yoktu.
        Bir gün bu masalların eskisi kadar anlatılmadığını düşündüm. Oysa her akşam çocuklarıma
        yeni  bir  masal  anlatmak  için  kitapları  karıştırıyordum.  Ben  bir  Masal  anlatıcısıydım.
        Heybemde masallarım vardı başka çocuklara da anlatmak için.
        Masalları sever misiniz? diye sordum çocuklara. En çok kim masal anlatır size? diye sordum.
        Kimi  annem,  dedi,  kimi  babam,  kimi  ablam  dedi,  kimi  ninem.  Kimin  anlattığından  çok
        geçirilen en güzel vakitti akılda kalan. Kimi zaman vakit dar dedik, zamanı bahane ettik, belki
        çalışmaktan, belki yorgunluktan şikayet ettik…Oysa çocuklarımız hazırdı dinlemeye ama biz
        hep onları teknolojinin ortasında oturtmaya çalıştık fark etmeden.
                                                                                                            Söyleşi. 9
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14