Page 40 - nisan1
P. 40

YAZMAYA DEVAM ET                                                  Rabia Sarı

                                                                              @rabia_sa1





           -    Öykü yazmam lazım.  Gerçi yazma-           cak? Biraz daha yoğurdum, şeklini verdim.
         ya  gelene  kadar…  Bir  kere  işe  gitmeden         Ardından fen ve doğa merkezine uğra-
         olmuyor, yemek yemeden, uyumadan, ça-             dım. Bakalım bu türler nasıl büyür, ne yer,
         lışmadan, uğraşmadan olmuyor, olmuyor,            ne içer, kaç yaşında? Su da mı karada mı
         olmuyor. Ee bunca iş arasında öykü yaz-           yaşamalı? Su da yaşayacaksa nasıl nefes
         maya vakit ayırmak…
                                                           alıyor? Araştırdım, notlarımı aldım.
           -    “Ahh, çocuk olma Rabia.”
                                                              Sonra  en  eğlenceli  yere  doğru  yönel-
           -    Çocuk derken? Çocuklar en çok ne           dim. Dramatik oyun merkezi. Burada kap-
         yapar?                                            lumbağayla birlikte öyle maceralar yaşa-
                                                           malıyım ki, ne kimse duymuş olsun, ne de
           -    Oyun oynar.
                                                           okumuş. İnanılmaz bir özellik mi eklesem?
           -    Bak  sen  böyle  deyince  aklıma           Mesela uçsa, uçmaktan korkan karga yav-
         moda tasarımcılığı geldi. Dur, hemen “Ne          rusuna yardım etse? Anne karga bu mace-
         alakası var.” deme. Bir kere onlar da keser,      ranın neresinde?
         biçer, içlerine sinene kadar, değişik şekil-
         lerde bir araya getirir durur elbiseyi. “İşte          Peki  bu  maceralar  başlamadan  önce
         tam  bana  göre  bir  yöntem.  Okul  öncesi       neredeydi  kaplumbağanın  evi?  Demek  ki
         öğretmeniyim ben. Daha da iyisini yapa-           blok  merkezine  gitme  vakti  geldi.  Bir  ev
         rım.” dedim, başladım kesme- biçme, par-          inşa  ettim  güzelce,  oyun  hamurundan
         don yazma- biçme işlerine.  Ama yetmedi.          bahçesine  de  sebzeler.  Organik  besleni-
                                                           yormuş bizimki. Kendi sebzesini kendi ye-
           Bir  kere  kahramanım  nasıl  olacaktı?         tiştiriyormuş. Şimdi geriye son bir merkez
         Sadece yazıp biçmeyle de olmuyor ki. Çı-          kaldı. Öyküyü tamamlamak için doğru ki-
         kış yolu ararken kendimi- bedevilerin çöl-        tap merkezine. Başlığı ne olsa?
         de, zihinlerinden hayali satranç oynadık-
         larını- düşünürken buldum. Hoş, satranç              ***
         pek bana göre değil ama onların çölü ve              Gözlerimi açtım, biraz yorulmuşum ama
         satrancı varsa benim de bir sınıfım ve öğ-        iyi  geldi  oynamak.  İçimde  kocaman  bir
         renme  merkezlerim  vardı.  Sakince  koltu-       coşku.  Koştum  bilgisayarın  başına,  biraz
         ğuma kurulup, gözlerimi kapadım. Elimde           moda  tasarımcılığı  yaptım.  Kestim,  yerle-
         bir kaplumbağa ile sınıfın kapısına ulaş-         rini  değiştirdim,  yapıştırdım,  iğneledim,
         tım.                                              düzelttim,  fazlalıkları  bir  kenara  ayırdım,
                                                           dinlendirdim.
           Önce sanat merkezine gittim ki bizim-
         kini biraz şekillendireyim. Rengini yeşil mi         ***
         yapsam? Yok, çok sıradan. İyisi mi kahve-            Ya  hu,  yazmak  güzel  şey,  ister  oyuna,
         rengili, turunculu, parlak yeşilli desenler,      eğlenceye, terziliğe benzet. Ama ne yapar-
         gözlerine de biraz şakacılık çizeyim. Şiş-        san yap, yazmaya devam et.
         man  mı,  uzun  mu,  yoksa  minicik  mi  ola-


        40 •   www.lokumdergi.com
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45