Page 8 - Lokum Çocuk ve Edebiyat Dergisi Temmuz 2021 Sayısı
P. 8
Çocuk ve Edebiyat Dergisi
Ayşegül Keskin
@aysen_nile
BAYRAM
KÜÇÜKLÜĞÜMÜN BAYRAMI
Gamze Yener (Konuk Yazar)
@gamzelihikayeler
Dünyada evrensel kelimeler vardır. “Bayram” da miş olurdu. Köşede ocak vardı. Közü sıcak olurdu.
o kelimelerden biri. Bayram kelimesi söylendiğin- Çünkü anneannem bayram hazırlığı yapmış, sarma-
de hep bir gülümseme oluşur yüzümüzde. Coşku, lar sarmış, kızartmalar yapmış, ebegümeci kavurmuş Attım elimi cebime
Attım elimi cebime
mutluluk, kavuşma sarar bizi. Bazen küçüklükteki olurdu. Nasıl da hazırlıklar yapardı. İlle o ateşte pişi-
omşunun ziline
Bastım k
anıları bazen de kavuşma ümidini anımsatır. rirdi. O lezzeti normal ocaktan alamazdık. Bastım komşunun ziline Çizer: Gökçe Odabaşı (Konuk Çizer)
Seslendi “Kim o?” diye
Küçüklüğümde bayram benim için yeni elbise, Salıncağım orada mı, diye hemen bakardım. Salla- Sesl endi “Kim o?” diy e
yeni ayakkabı ve köy demekti. Bütün bir yıl köyüm narak o yıl okulda öğrendiğim şarkıları söylerdim. İyi bayramlar komşu teyze
omşu teyz
İyi bayr
aml
ar k
e
ile ilgili geçen yılki anılarımı belleğimde gezdirirdim. Dedem yukarıdan iner “Hoş geldiniz.” derdi. Sırayla @gokceodabasi.art
Rüyalarımda bile dolaşırdı küçüklüğümün anıları. elini öperdik. Anneannem teker teker “Nasılsın?” diye
Sok
akta çocuk neşesi
Bayram arifesi hazırlıklar başlar yeni kıyafetleri- sorardı. Bana sıra en son geleceği için beklerdim. Sokakta çocuk neşesi
mizi, ayakkabılarımızı çantaya koyardık. Köy oto- Bayram arifesi benim için bayramın ön girişiydi. Bayr aml aşıy or her biri
Bayramlaşıyor her biri
büsü saati belli olduğu için hazırlıklarımızı ona Gece kına merasimi için yengemler gelirdi. Kuzen- Oyun oynamaya dalınca
Oyun o
ynamay
a dalınca
göre bitirirdik. Sonunda otobüsün geçeceği tahta lerimle sessiz sinema oynar, güler, şakalaşırdık. Tele-
er
e şek
er tanesi
or y
Düşüy
köprüye çıkardık. Büyük, yeşil otobüs göründü mü vizyon olmaması ne iyiymiş. Oyunlarımıza, sohbetle- Düşüyor yere şeker tanesi
heyecanım bir kat daha artardı. Benim kıyafetleri- rimize zaman kalırdı.
min, kitabımın, oyuncağımın olduğu poşeti sımsıkı
Yengem avucuma kınayı koyar, eski kasetlerdeki
Çağırdı annelerimiz balkondan
tutardım ve heyecanla şoförün otobüsün kapısını bantlarla baklava şekli yapar, kirece bastırır, elimi Ç ağır dı annel erimiz balk ondan
Oyun vakti bitmişti çoktan
açmasını beklerdim. Annem ve ağabeyimlerken Oyun v akti bitmişti çoktan
önce ilk ben binmek isterdim. Önler çoktan dolmuş poşete sarardı. Kına siyah ve desenli olurdu. O de- Anne anne, babaanne, hal a, dayı
Anneanne, babaanne, hala, dayı
olurdu. Arkaya sıralanırdık tüm aile. sen, heyecanla, mutlulukla ve sabırla sabahı bekle-
meye değerdi. Kına benim süsüm gibiydi. Bu bayram öptüğüm el kaç sayı
Bu bayr
aç sayı
am öptüğüm el k
Pencere kenarı hep benimdi. Çünkü köye gittiği- Hemen yeni giysileri giyer kahvaltıya geçmek için
miz o yolu izleyemezsem üzülürdüm. Telefon kame- bahçeye inerdim. Dayımlar ve kuzenlerim kahvaltıya
rası yoktu çekmek için. Ama gözlerim vardı hafıza- K ot jil em, bey az dantelli çor abım
Kot jilem, beyaz dantelli çorabım
ma kaydetmek için. gelirdi. Bayramlaşma seremonisinden sonra kah-
valtımızı yapar, köydeki diğer akraba ziyaretleri için Hani ner de kırmızı ay akk abım
Hani nerde kırmızı ayakkabım
O eşsiz, ucu bucağı olmayan pamuk tarlalarını, gezmeye başlardık.
Oyunl
andığım
a uy
büklümlü menderesi, çalılıklardan direklere yuva Gün sonuna doğru kuzenlerimle paralarımızı, şe- Oyunla uyandığım
yapmış leylekleri, büyüklü küçüklü sıralanmış selvi Her gün benim bayramım.
Her gün benim bayr
amım.
ağaçlarını, dağ eteklerindeki öbek öbek köyleri ile- kerlerimizi sayardık. En çok toplayan bakkaldan ça-
rideki köye kaç kilometre olduğunu gösteren tabe- tapat alırdı. Diğer şehirlerde olan akrabalarımız ak-
laları, kıvrımlı ve taşlı yolları, köy girişinde coşkuyla şama gelirdi. Akşam ayrı bir bayram oturması olurdu.
akan nehri hep kaydediyordum. Bayramın ikinci günü “Gencer” olurdu. Paramı ora-
da yalnız harcamak mutluluklardan biriydi. Bir uçtan
Dedemlerin evi, otobüsün son durağı olan her-
kesin indiği yere yakındı. İndikten sonra koşarak bir uca satıcılar olurdu. Beyaz macundan mutlaka
gidiyordum. Yolda, başka bir yerde olmayan kekik yerdim. Param bitince eve gelirdim.
kokuları beni sarıyordu. Bir koku nasıl değişmezdi Evde, aldıklarımı sıralar oyunlar kurardım. Kuzen-
yıllar geçse de? Şu an yazarken bile o kokuyu his- lerim ve ağabeylerim de aldıklarını sıralardı. Akşam
settim. Köydeki insanlar o kekikleri toplar, kaynatır, olunca karşı köylerin ışıklarını sayarken günün yor-
kekik suyu yapar, pazarlarda satardı. O kokuyla de- gunluğuyla uyuyakalırdım.
demlerin evine giderdim. Dedemlerin evinin kapısı Bu rutinler yılda iki kez olsa bile, üzerinden yıllar geç-
hep açıktı. Tokmağı çevirince kapı hemen açılırdı. se de anılarımda yerini alıyor. Çekirdek anılarımda...
Tahta merdivenlerden çıkar, poşetimi koyar, hemen Herkese yılda iki kere hatırlayacağı değil her za-
dedem ve anneanneme sarılırdım. man anılarında yaşatacağı bayramlar diliyorum…
Koşarak bahçeye iner dedemin “harım” dediği Sert görünse de yufka yürekli canım dedemi ve ko-
yere gidip neler ektiğine tek tek bakardım. Dedem miklikleri ile bizi hep güldüren canım dayımı rahmet-
tahtadan yeni eşyalar çakmış, yeni yeşillikler dik- le anıyorum.
8 • www.lokumdergi.com şiir • 9