Page 9 - Lokum Çocuk ve Edebiyat Dergisi Temmuz 2021 Sayısı
P. 9

Çocuk ve Edebiyat Dergisi


 Ayşegül Keskin
 @aysen_nile
                                                                             BAYRAM

 KÜÇÜKLÜĞÜMÜN BAYRAMI


                                                                           Gamze Yener (Konuk Yazar)
                                                                                     @gamzelihikayeler

 Dünyada  evrensel  kelimeler  vardır.  “Bayram”  da  miş  olurdu.  Köşede  ocak  vardı.  Közü  sıcak  olurdu.
 o  kelimelerden  biri.  Bayram  kelimesi  söylendiğin-  Çünkü anneannem bayram hazırlığı yapmış, sarma-
 de hep bir gülümseme oluşur yüzümüzde. Coşku,  lar sarmış, kızartmalar yapmış, ebegümeci kavurmuş   Attım elimi cebime
                                                                              Attım elimi cebime
 mutluluk, kavuşma sarar bizi. Bazen küçüklükteki  olurdu. Nasıl da hazırlıklar yapardı. İlle o ateşte pişi-
                                                                        Bastım k
                                                                                 omşunun ziline
 anıları bazen de kavuşma ümidini anımsatır.  rirdi. O lezzeti normal ocaktan alamazdık.  Bastım komşunun ziline  Çizer: Gökçe Odabaşı (Konuk Çizer)
                                                                           Seslendi “Kim o?” diye
 Küçüklüğümde  bayram  benim  için  yeni  elbise,   Salıncağım orada mı, diye hemen bakardım. Salla-  Sesl endi “Kim o?” diy e
 yeni ayakkabı ve köy demekti. Bütün bir yıl köyüm  narak o yıl okulda öğrendiğim şarkıları söylerdim.  İyi bayr aml ar k omşu teyz e
                                                                      İyi bayramlar komşu teyze
 ile ilgili geçen yılki anılarımı belleğimde gezdirirdim.   Dedem yukarıdan iner “Hoş geldiniz.” derdi. Sırayla   @gokceodabasi.art
 Rüyalarımda bile dolaşırdı küçüklüğümün anıları.  elini öperdik. Anneannem teker teker “Nasılsın?” diye
                                                                          Sok
                                                                              akta çocuk neşesi
 Bayram arifesi hazırlıklar başlar yeni kıyafetleri-  sorardı.  Bana  sıra  en  son  geleceği  için  beklerdim.   Sokakta çocuk neşesi
 mizi,  ayakkabılarımızı  çantaya  koyardık.  Köy  oto-  Bayram arifesi benim için bayramın ön girişiydi.  Bayr aml aşıy or her biri
                                                                          Bayramlaşıyor her biri
 büsü  saati  belli  olduğu  için  hazırlıklarımızı  ona   Gece kına merasimi için yengemler gelirdi. Kuzen-  Oyun o ynamay a dalınca
                                                                       Oyun oynamaya dalınca
 göre bitirirdik. Sonunda otobüsün geçeceği tahta   lerimle sessiz sinema oynar, güler, şakalaşırdık. Tele-
                                                                      Düşüyor yere şeker tanesi
 köprüye çıkardık. Büyük, yeşil otobüs göründü mü   vizyon olmaması ne iyiymiş. Oyunlarımıza, sohbetle-  Düşüy or y er e şek er tanesi
 heyecanım bir kat daha artardı. Benim kıyafetleri-  rimize zaman kalırdı.
 min, kitabımın, oyuncağımın olduğu poşeti sımsıkı
 Yengem  avucuma  kınayı  koyar,  eski  kasetlerdeki
                                                                 Çağırdı annelerimiz balkondan
 tutardım ve heyecanla şoförün otobüsün kapısını   bantlarla  baklava  şekli  yapar,  kirece  bastırır,  elimi   Ç ağır dı annel erimiz balk ondan
                                                                      Oyun vakti bitmişti çoktan
 açmasını  beklerdim.  Annem  ve  ağabeyimlerken                      Oyun v akti bitmişti çoktan
 önce ilk ben binmek isterdim. Önler çoktan dolmuş   poşete sarardı. Kına siyah ve desenli olurdu. O de-  Anne anne, babaanne, hal a, dayı
                                                               Anneanne, babaanne, hala, dayı
 olurdu. Arkaya sıralanırdık tüm aile.  sen, heyecanla, mutlulukla ve sabırla sabahı bekle-
 meye değerdi. Kına benim süsüm gibiydi.                        Bu bayram öptüğüm el kaç sayı
                                                                                          aç sayı
                                                                Bu bayr
                                                                        am öptüğüm el k
 Pencere kenarı hep benimdi. Çünkü köye gittiği-  Hemen  yeni  giysileri  giyer  kahvaltıya  geçmek  için
 miz o yolu izleyemezsem üzülürdüm. Telefon kame-  bahçeye inerdim. Dayımlar ve kuzenlerim kahvaltıya
 rası yoktu çekmek için. Ama gözlerim vardı hafıza-            K ot jil em, bey az dantelli çor abım
                                                               Kot jilem, beyaz dantelli çorabım
 ma kaydetmek için.   gelirdi.  Bayramlaşma  seremonisinden  sonra  kah-
 valtımızı yapar, köydeki diğer akraba ziyaretleri için           Hani ner de kırmızı ay akk abım
                                                                  Hani nerde kırmızı ayakkabım
 O eşsiz, ucu bucağı olmayan pamuk tarlalarını,   gezmeye başlardık.
                                                                                        andığım
                                                                                    a uy
                                                                              Oyunl
 büklümlü  menderesi,  çalılıklardan  direklere  yuva   Gün  sonuna  doğru  kuzenlerimle  paralarımızı,  şe-  Oyunla uyandığım
 yapmış leylekleri, büyüklü küçüklü sıralanmış selvi                  Her gün benim bayr   amım.
                                                                      Her gün benim bayramım.
 ağaçlarını, dağ eteklerindeki öbek öbek köyleri ile-  kerlerimizi sayardık. En çok toplayan bakkaldan ça-
 rideki köye kaç kilometre olduğunu gösteren tabe-  tapat alırdı. Diğer şehirlerde olan akrabalarımız ak-
 laları, kıvrımlı ve taşlı yolları, köy girişinde coşkuyla   şama gelirdi. Akşam ayrı bir bayram oturması olurdu.
 akan nehri hep kaydediyordum.   Bayramın ikinci günü “Gencer” olurdu. Paramı ora-
 da yalnız harcamak mutluluklardan biriydi. Bir uçtan
 Dedemlerin  evi,  otobüsün  son  durağı  olan  her-
 kesin  indiği  yere  yakındı.  İndikten  sonra  koşarak   bir  uca  satıcılar  olurdu.  Beyaz  macundan  mutlaka
 gidiyordum. Yolda, başka bir yerde olmayan kekik   yerdim. Param bitince eve gelirdim.
 kokuları beni sarıyordu. Bir koku nasıl değişmezdi   Evde, aldıklarımı sıralar oyunlar kurardım. Kuzen-
 yıllar geçse de? Şu an yazarken bile o kokuyu his-  lerim ve ağabeylerim de aldıklarını sıralardı. Akşam
 settim. Köydeki insanlar o kekikleri toplar, kaynatır,   olunca karşı köylerin ışıklarını sayarken günün yor-
 kekik suyu yapar, pazarlarda satardı. O kokuyla de-  gunluğuyla uyuyakalırdım.
 demlerin evine giderdim. Dedemlerin evinin kapısı   Bu rutinler yılda iki kez olsa bile, üzerinden yıllar geç-
 hep açıktı. Tokmağı çevirince kapı hemen açılırdı.  se de anılarımda yerini alıyor. Çekirdek anılarımda...
 Tahta merdivenlerden çıkar, poşetimi koyar, hemen   Herkese  yılda  iki  kere  hatırlayacağı  değil  her  za-
 dedem ve anneanneme sarılırdım.  man anılarında yaşatacağı bayramlar diliyorum…
   Koşarak  bahçeye  iner  dedemin  “harım”  dediği   Sert görünse de yufka yürekli canım dedemi ve ko-
 yere gidip neler ektiğine tek tek bakardım. Dedem   miklikleri ile bizi hep güldüren canım dayımı rahmet-
 tahtadan yeni eşyalar çakmış, yeni yeşillikler dik-  le anıyorum.
 8  •   www.lokumdergi.com                                                                         şiir   •  9
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14