Page 18 - Lokum Çocuk ve Edebiyat Dergisi Temmuz 2021 Sayısı
P. 18

Çocuk ve Edebiyat Dergisi








         na gidiyor. İsterse de QR koduyla videoya geçiyor.   Geriye çekilip sırf farklı olduğu için eğlenceye katıla-    tarafım. Okuyanlardan da farklı farklı yorumlar alı-  Okul öncesinden ilkokula doğru çıktığımızda bun-
         Videoda izliyor ve yapımını gerçekleştiriyor.    mayan insanları çok gözlemledim. Bazen kendim de                yorum. Mesela bu kitabı on altı yaşındaki çocuklar-  ların artık anormal olduğunu düşünmeye başlayan,
         Kitabın çok güzel bir etkisi oldu. “Küçük Prens ile   bunu yaşadım. Kitapta “farklı” olmanın aslında “eşsiz      la da okuduklarını, bu kitapla yaratıcı drama etkin-  “Çocukların önünde böyle hareketler yaparsam ço-
         Origamiyi  Keşfet”  çok  yankı  uyandırdı.  “Küçük   ve  benzersiz  olmak”  olduğunu  anlatmaya  çalıştım.       likleri yaptıklarını duyuyorum. Sadece çocuklar için   cukların gözünden düşerim, otoritem sarsılır.” gibi
         Prens” zaten başlı başına çok özel bir kitap.    Oradaki  dede  tiplemesi  benim  hayatımda  dedemin             değil, her yaştan onlarca kişinin okuyabileceği bir   düşünceler ortaya çıkabiliyor. Ben çocuklarla şar-
                                                          çok etkili olmasından kaynaklı. Biraz sinirli ama bir o         kitap oldu “Kapıların Ardındaki”. Çocuk kitabı oku-  kı da söylerim. Çocuklarla yeri gelir vırraklarım ve

                                                          kadar sevecen bir dededen bahsediyorum. “Kurbağa                mayı seven tüm yetişkinlerin de okuyup keyif alabi-  onlar çok eğlenirler. Ders yapacağım zaman ders
         5. Sizin bir de “Kurbağa Alkara” kitabınız var. Biz,   Alkara” hikayesi doğduğunda “Bunu nasıl resimleye-        leceği bir kitap diye düşünüyorum.                 yaparız,  eğleneceğimiz  zaman  da  eğleniriz.  Eğle-
         resimli öykü kitabı yazar adayları olarak, kendi öy-  biliriz?” diye düşündüm ve evet, bunu origamiyle re-                                                          nirken çocuklardan çok beslenirim. Mesela çocuk-
         külerimizin resimlerini de çizme hayali kuruyoruz.   simleyebilirdim. Çalışmaya başladım. Origami model-                                                            larla  hikâye  oluşturma  etkinlikleri  yaptığımızda,
         Hatta bunu yapabilen şanslı bir azınlık da var. Siz-  leri kullanarak, tek tek sayfaları resimledim.             7. Eğitimci olmanın yazarlığınızda size getirdiği ko-  “Tırtıl  Hubbo  Kelebek  Olabilecek  mi?”  öyküsünün
         se kitapta origami tekniğini kullanarak öykünüzün   Al ve kara, yani bir taraftan da, çocuklara renklerin        laylık ve zorluklar nelerdir?                      ismi çocuklardan esinlenerek koyduğum bir isimdir.
         görsellerini kendiniz hazırlamışsınız.                                                                                                                              Eğitimci olmak bu anlamda çok büyük bir avantaj.
                                                          farklı isimleri olduğunu da öğretmeyi amaçladım ki-
                                                          tapta. Kırmızıyı çocuklar biliyor, siyahı da biliyor ama        Eğer  eğitimci  olduğunda  yaratıcılığını  kaybet-  Okul  öncesi  örneğin...  Okul  öncesi  çocuklar  çok
         “Kurbağa  Alkara”  fikri  aslında  biraz  benimle  ilgili.   alı, karayı bilmiyorlar mesela. Bunları da aynı zaman-  mediysen,  sana  kattığı  çok  büyük  bir  kolaylık  var.   yaratıcılar  ve  onların  yaratıcılıklarından  beslene-
         Aslında  hikayelerimizin  hepsinde  bu  yok  mudur?   da öğrenmelerini istedim. Birbirlerinin farklılıklarına    Masal  anlatıcılığın  da  böyle.  Yazarlıkta  da  böyle.   bildiğimiz sürece, eğitmen olarak, yazar ve anlatıcı
         Çocukluğumuzdan beri yaşadığımız şeylerin orta-  saygı duysunlar, istedim. Hatta önce kendi farklılıkla-         ‘Çocuk  ben’le  bağını  koparmamak.  Eğer  sokak-  olmak  bize  çok  şey  katıyor.  Ama  çocukla  aramıza
         ya çıkışıdır hikayeler. Benim kitaplarımı okuyanlar   rımıza saygı duymamız, kendimizin eşsiz ve benzersiz       ta  çocuklarla  oyun  oynayabiliyorsan  çocukların   duvar örersek ve onunla aramıza mesafeler koyar-
         beni bulur, görür orada.                         özelliklerimizi  görmemiz  gerektiğini  düşünüyorum.            önünde  ‘vırrakladığında’  öğretmenlik  otoritenin   sak işte burada yaratıcılığımızı öldüren bir mesleğe
                                                          Çünkü farklı olduğun için kendini yargılamayı bırak-            zayıflayacağını düşünmüyorsan kattığı şey vardır.  dönüşebiliyor eğitmenlik.
         “Kurbağa  Alkara”  hikayesinde  farklı  hissederim.
         Birçok  zaman  da  farklı  hissetmişimdir  kendimi.   tığın zaman önünde birçok kapının açıldığını görü-         Ama şöyle bir etrafıma baktığımda, otoritesini kay-  Ben  sadece  çocuklardan  değil,  daha  önce  eğitim
                                                          yorsun. Bu fikirle doğdu “Kurbağa Alkara” ve bu hale            betmemek adına, ördüğü duvarlar yüzünden, yara-    verdiğim öğretmen arkadaşlarımdan da çok besle-
                                                          geldi. Şarkısı da var. Anlatımını da yapıyorum. Masal           tıcılığını  kaybeden  birçok  öğretmen  görmekteyim.   niyorum. Eğitimcilik sadece benim çocuklarla olan
                                                          gibi de anlatıyorum.                                                                                               sürecim  değil,  yetişkinlere  verdiğim  eğitimlerde
                                                                                                                                                                             de müthiş fikirler duyuyorum ve onlardan da çok
                                                                                                                                                                             besleniyorum. Yani eğitim verirken sanmayın ki sa-
                                                          6. “Kapıların Ardındaki” kitabınızda ise farklı bir Sema                                                           dece  ben  eğitim  veriyorum.  Aynı  zamanda  eğitim
                                                          Yaylı görüyoruz.
                                                                                                                                                                             de  alıyorum.  Öyle  sorular,  fikirler  geliyor  ki  “Bunu
                                                                                                                                                                             ben nasıl evirip çevirebilirim, nasıl kullanabilirim?”
                                                          Kitapta,  insanın  yolculuğundan  bahsederken  “kapı”                                                              diye  düşünüyorum.  Yalnız  şuna  çok  dikkat  ediyo-
                                                          metaforunu kullandım. Beni çok etkileyen “Mum Hala                                                                 rum;  çocuktan  da  bir  eğitimci  arkadaştan  da  bir
                                                          Masalı” ve “Mavi Sakal Masalı” masallarında da kapı                                                                fikir geldiyse, aynısını kullanıyorsam, fikrin sahibini
                                                          metaforu çok fazladır. Kapılarımızı açarken zorlanırız,                                                            mutlaka zikrediyor, “Şu kişiden aldım bu fikri.” diye
                                                          bazen korkarız, bazen utanırız. Her kapı bir duyguyu                                                               söylüyorum. Ama bunu değiştirip dönüştürdüysem
                                                          temsil  eder  aslında.  Ve  o  kapıların  ardına  birilerini                                                       o zaman fikir sahibinden çıkıyor. Yani ya değiştirip
                                                          yerleştiririz veya kapıları açarken yanımıza birilerini                                                            dönüştüreceksiniz, kendinize ait bir şey haline ge-
                                                          alırız. Kitapta bir okul öncesi öğretmeni de var hat-                                                              tireceksiniz  ya  da  onun  fikrini  kullanıyorsanız  bu
                                                          ta.  Kahraman,  kara  kapıların  önüne  geldiğinde  bir                                                            anlamda,  “O  kişiden  bu  eğitimi  aldım.”  ya  da  “Bu
                                                          ses duyar. “Yapabilirsin.” O bir okul öncesi öğretme-                                                              fikri şu kişiden aldım.” diye belirteceksiniz. Bu biraz
                                                          ninin sesidir. Ve kalkar açar kapıyı. Çocuklar için en                                                             mesleki etik oluyor sanırım.
                                                          zor kapı, okul kapısıdır. Okula geldiğinde çok zorlanır.
                                                          Yani çocuklardan bazısı çok rahattır, bazısı için ya-                                                              8. Peki, yeni bir öyküye başlarken ilhamı bekleyen-
                                                          bancı bir yerdir okul. “Nasıl alışacağım?” der. Alışma                                                             lerden misiniz? Yoksa ilhamı çağıranlardan mı?
                                                          sıkıntısı çeker, ağlar. Ama orada öğretmeninin sıcacık
                                                          sesi ona öyle iyi gelir ki! Sonra sonra artık kapılarını
                                                          kendi açmaya başlar ve arkasına dönüp bence gü-                                                                    Ben  ilham  bekleyenlerdenim.  Günlük  yazmalarım
                                                          lümsemelidir. Hatalar da yapmıştır. Keşkeleri de var-                                                              var  tabi.  Günlük  üç  sayfa  yazarım  sabahları  ama
                                                          dır ama arkasına dönüp sadece gülümsemelidir ve                                                                    daha  çok  günlük  rutin  şeylerden  yazarım.  Onun
                                                          önüne doğru bakmalıdır. Kitapta aynı zamanda güç-                                                                  dışında yaşadığım bir şeyden ilham alırım. Çünkü,
                                                          lü bir kadın vardır.  Yani ilk başta yardım alan ama                                                               yaşanmışlığın olduğu yerde daha çok karşı tarafa
                                                          sonunda  artık  kapıyla  aynı  boya  gelmiş,  kapılarını                                                           geçen  duygular  vardır,  diye  düşünüyorum.  Mesela
                                                          yardıma ihtiyaç duymayıp kendi açabilen ve yaşadık-                                                                uzun süredir bir hikâye çıkarmadım ortaya, çünkü
                                                          larını tamamıyla kabul edebilen bir kadın imajı vardır.                                                            şu aralar masal derlemesi ile uğraşıyorum. Ama bir
                                                          “Kapıların  Ardındaki”  benim  başka  bir  yüzüm,  derin                                                           şey yaşarım ve evet, bununla ilgili yazmalıyım, derim.




        18 •   www.lokumdergi.com                                                                                                                                                                                söyleşi   •  19
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23